İdea Yayınevi /Tinin Görüngübilimi
 
Çözümlemeler
 
HEGEL — TİNİN GÖRÜNGÜBİLİMİ
Çözümlemeler
AZİZ YARDIMLI

A
Bilinç

II
Algı
Ya Da Şey ve Aldanma

Tinin Görüngübilimi ve Mantık Bilimi 
Tinin Görüngübilimi bütününde uzaysal-zamansal görüngü alanında açınır, bilincin deneyimini, sözcüğün asıl anlamında görgül olanı konu alır.Mantık Bilimi uzaysız-zamansız bir soyutlama alanı, arı düşünce-belirlenimleri alanıdır.

‘‘Kavramın mantıksal biçimi onun tinsel-olmayan [inorganik ve organik Doğa] şeklinden olduğu gibi tinsel şeklinden de bağımsızdır.’’
Mantıksal Kavram (ya da Logos ile, Us ile anlatılabilecek olan içerikli biçimsellik) doğal realiteden olduğu gibi tinsel realiteden de ayrıdır.

Arı, mantıksal Kavramın görgül Realite ile ilişkisi genelde varlıkbilim sorunu olarak görülen şeydir ve iki alan arasındaki ilişki Hegel'in Tinin Görüngübilimi'nin çözdüğünü düşündüğü başlıca düğüm noktasıdır. Görüngübilim'in vargısı Kavram ve Realitenin birliğidir ve bu birlik iki alan arasında herhangi bir geçiş olgusunun ya da probleminin olmaması anlamına gelir: Varlık alanı Kavramsız değildir, ve Kavramın kendisi aynı zamanda Varlığıdır. Saltık bilgi koşulsuz, sınrsız bilgi olarak da anlaşılabilir. Bu anlatım Kavramın bir sınır olarak Varlıkta kendisi tarafından sınırlandığını imler, çünkü Saltık salt dolaysız, ilişkisiz değil ama kendi ile dolaylı ve kendi ile ilişkilidir. Hegel için "Saltıktan dolaylılık dışlanamaz." Saltık o denli de görelidir.

Görüngübilim'in sürecinin mantıksal olması bilincin bütün bir deneyim sürecinin Kavram tarafından belirlenmesi demektir.

Mantık Bilimi Görüngübilim Ruhbilim
Varlık Duyusal Bilinç Sezgi
Öz Algı Tasarım
Kavram Anlak Düşünce

Mantık Bilimi (B) Genel olarak Kavram üzerine

... Kant'ın yukarıda değinilen açımlaması Kavramı ilgilendiren ve daha öte bir iki gözlemi zorunlu kılan iki yan daha kapsar. İlk olarak Anlak basamağının Duygu ve Sezgi basamakları tarafından öncelenmesi gerekir; ve Kavramların sezgi olmaksızın boş oldukları, ve ancak sezgi yoluyla verili çoklunun bağıntısı yoluyla geçerlik taşıdıkları Kant'ın aşkınsal felsefesinin özsel önermelerinden biridir. İkinci olarak, Kavram bilgideki nesnel yan olarak, böylelikle gerçeklik olarak bildirilir. Ama öte yandan yine Kavram salt öznel birşey olarak alınır ki, ondan olgusallık — ki öznelliğin karşısına koyulduğu için onunla nesnelliğin anlaşılması gerekir — türetilemez; ve genel olarak Kavram ve mantıksal öğe salt biçimsel birşey olarak bildirilirler ki, içerik ondan soyutlandığı için, gerçeklik kapsamaz.

Vom Begriff im allgemeinen

... Die angeführte kantische Darstellung enthält noch zwei Seiten, die den Begriff betreffen, und einige weitere Bemerkungen notwendig machen. Vor's Erste sind der Stufe des Verstandes die Stufen des Gefühls und der Anschauung vorausgeschickt; und es ist ein wesentlicher Satz der kantischen Transcendentalphilosophie, daß die Begriffe ohne Anschauung leer sind, und allein als Beziehung des durch die Anschauung gegebenen Mannigfaltigen Gültigkeit haben. Zweitens ist der Begriff als das Objektive der Erkenntniß angegeben worden, somit als die Wahrheit. Aber auf der andern Seite wird derselbe als etwas bloß Subjektives genommen, aus dem sich die Realität, unter welcher, da sie der Subjektivität gegenübergestellt wird, die Objektivität zu verstehen ist, nicht herausklauben lasse; und überhaupt wird der Begriff und das Logische für etwas nur Formelleserklärt, das, weil es von dem Inhalt abstrahire, die Wahrheit nicht enthalte.

Şimdi ilk olarak anlağın ya da Kavramın onun tarafından varsayılan basamaklar ile o ilişkisine gelince, herşey gelip ele alınan hangi bilimin o basamakların biçimini belirlediğine dayanır. Bizim bilimimizde, arı Mantık biliminde, bu basamaklar Varlık ve Özdür. Ruhbilimde anlağı önceleyecek olanlar duygu ve sezgi, ve sonra genel olarak tasarımdır. Bilincin öğretisi olarak Tinin Görüngübiliminde anlağa duyusal bilinç ve sonra algı basamakları yoluyla ulaşılacaktır. Kant onun için yalnızca duygu ve sezgiyi gerekli görür. İlk olarak bu basamaklar dizisinin nasıl eksik olduğunu aşkınsal mantığa ya da anlak-öğretisine eklenti olarak derin-düşünce kavramları üzerine bir inceleme daha ekleyerek kendisi kabul eder; — bir alan ki, sezgi ve anlak ya da Varlık ve Kavram arasında yatar.

Was nun erstens jenes Verhältniß des Verstandes oder Begriffs zu den ihm vorausgesetzten Stufen betrifft, so kommt es darauf an, welches die Wissenschaft ist, die abgehandelt wird, um die Form jener Stufen zu bestimmen. In unserer Wissenschaft, als der reinenLogik, sind diese Stufen Sein und Wesen. In der Psychologie sind es das Gefühl und die Anschauung, und dann die Vorstellung überhaupt, welche dem Verstande vorausgeschickt werden. In der Phänomenologie des Geistes, als der Lehre vom Bewußtsein, wurde durch die Stufen des sinnlichen Bewußtseins und dann des Wahrnehmens zum Verstande aufgestiegen. Kant schickt ihm nur Gefühl und Anschauung voraus. Wie unvollständig zunächst diese Stufenleiter ist, giebt er schon selbst dadurch zu erkennen, daß er als Anhang zu der transcendentalen Logik oder Verstandeslehre noch eine Abhandlung über die Reflexions-Begriffe hinzufügt; — eine Sphäre, welche zwischen der Anschauung und dem Verstande, oder dem Sein und Begriffe liegt.
Sorunun kendisi üzerine ilk olarak belirtmek gerek ki, o sezgi, tasarım ve benzeri şekiller özbilinçli tine aittir, ve bu ise böyle olarak mantıksal bilimde irdelenmeyecektir. Varlık, Öz ve Kavram gibi arı belirlenimler hiç kuşkusuz tinin biçimlerinin temelini ve iç yalın çatısını oluştururlar; tin sezen olarak, ve ayrıca duyusal bilinç olarak dolaysız varlık belirliliğindedir; yine, tasarımlayan olarak ve algılayan bilinç olarak varlıktan öz ya da derin-düşünce basamağına yükselmiştir. Ama bu somut şekiller Mantık Bilimini ancak mantıksal belirlenimlerin doğada üstlendikleri somut biçimler kadar ilgilendirirler ki, bunlar uzay ve zaman, ve sonra inorganik doğa olarak, ve son olarak organik doğa olarak kendini dolduran uzay ve zaman olacaktır. Benzer olarak burada Kavram özbilinçli anlağın edimi olarak, öznel anlak olarak da görülmeyecektir; tersine, kendinde ve kendi için Kavram olarak görülecektir ki, tinin olduğu gibi doğanın bir basamağını da oluşturur. Yaşam ya da organik doğa doğanın bu basamağıdır ki, onda Kavram ortaya çıkar, ama kör olarak, kendini anlamayan ve düşünmeyen Kavram olarak; böyle [düşünen Kavram] olarak yalnızca tine özgüdür. Ama Kavramın mantıksal biçimi onun o tinsel-olmayan şeklinden olduğu gibi bu tinsel şeklinden de bağımsızdır, ve bu konu üzerine daha önce Giriş'te zorunlu ön anımsatma yapılmıştı; bunun anlamı ilkin Mantığın içerisinde aklanmayı beklememeli, ama ondan önce durulaştırılmalıdır. Über die Sache selbst ist vor's Erste zu bemerken, daß jene Gestalten von Anschauung, Vorstellung und dergleichen demselbstbewußten Geiste angehören, der als solcher nicht in der logischen Wissenschaft betrachtet wird. Die reinen Bestimmungen von Sein, Wesen und Begriff machen zwar auch die Grundlage und das innere einfache Gerüste der Formen des Geistes aus; der Geist als anschauend, ebenso als sinnliches Bewußtsein, ist in der Bestimmtheit des unmittelbaren Seins, so wie der Geist als vorstellend, wie auch als wahrnehmendes Bewußtsein sich vom Sein auf die Stufe des Wesens oder der Reflexion erhoben hat. Allein diese konkreten Gestalten gehen die logische Wissenschaft so wenig an, als die konkreten Formen, welche die logischen Bestimmungen in der Natur annehmen, und welche Raum und Zeit, alsdann der sich erfüllende Raum und Zeit, als unorganische Natur, und die organische Natur sein würde. Ebenso ist hier auch der Begriff, nicht als Aktus des selbstbewußten Verstandes, nicht der subjektive Verstand zu betrachten, sondern der Begriff an und für sich, welcher ebenso wohl eine Stufe der Natur, als des Geistes ausmacht. Das Leben oder die organische Natur ist diese Stufe der Natur, auf welcher der Begriff hervortritt; aber als blinder, sich selbst nicht fassender, d. h. nicht denkender Begriff; als solcher kommt er nur dem Geiste zu. Von jener ungeistigen aber sowohl, als von dieser geistigen Gestalt des Begriffes ist seine logische Form unabhängig, es ist hierüber schon in der Einleitung die nöthige Vorerinnerung gemacht worden; es ist dieß eine Bedeutung, welche nicht erst innerhalb der Logik zu rechtfertigen ist, sondern mit der man vor derselben im Reinen sein muß.
Ama Kavramı önceleyen biçimler nasıl oluşmuş olurlarsa olsunlar, ikinci olarak Kavramın bu biçimler ile girdiği düşünülen ilişkiye geliriz. Bu ilişki sıradan ruhbilimsel tasarımda olduğu gibi Kant'ın aşkınsal felsefesinde de öyle bir yolda alınır ki, görgül gereç, sezginin ve tasarımın çoklusu ilkin kendi için oradadır, ve sonra anlak ona yaklaşır, ona birlik getirir, ve soyutlama yoluyla onu evrensellik biçimine yükseltir. Anlak bu yolda kendi için boş bir biçimdir ki, bir yandan salt o verili içerik yoluyla olgusallık kazanır, öte yandan o içeriği soyutlar, yani onu yararsız birşey olarak, ama salt Kavram için yararsız birşey olarak bir yana atar. Kavram bu eylemlerden birinde olduğu gibi ötekinde de bağımsız olan değildir, o önceleyen gereçte özsel olan ve gerçek olan değildir; ama dahaçok gereç kendinde ve kendi için olgusallıktır ki, Kavramdan türetilmesine izin vermez. Wie nun aber auch die Formen gestaltet sein möchten, welche dem Begriffe vorangehen, so kommt es zweitens auf das Verhältniß an, in welchem der Begriff zu denselben gedacht wird. Dies Verhältnis wird sowohl in der gewöhnlichen psychologischen Vorstellung, als auch in der kantischen Transcendentalphilosophie so angenommen, daß der empirische Stoff, das Mannigfaltige der Anschauung und Vorstellung zuerst für sich da ist, und daß dann der Verstand dazu hintrete, Einheit in denselben bringe, und ihn durch Abstraktion in die Form der Allgemeinheit erhebe. Der Verstand ist auf diese Weise eine für sich leere Form, welche Theils nur durch jenen gegebenen Inhalt Realität erhält, Theils von ihm abstrahirt, nämlich ihn als etwas, aber nur für den Begriff Unbrauchbares wegläßt. Der Begriff ist in dem einen und dem andern Thun nicht das Unabhängige, nicht das Wesentliche und Wahre jenes vorausgehenden Stoffes, welches vielmehr die Realität an und für sich ist, die sich aus dem Begriffe nicht herausklauben läßt.

 

Algı Kavram Tarafından Belirlenir
Algı salt uzaysal-zamansal duyumdan daha çoğudur. Algı duyumu kapsar, ama onun duyu-verisini salt duyum olarak değil, bundan böyle düşünce tarafından, kavram tarafından belirlenmiş olarak kapsar. Duyu-verisi evrensel değil, tekildir; bu nedenle kendinde evrensel olan sözcük onu anlatamaz.

Bu deneyimde bizim için bu bilincin iki kıpısı, Algı ve Nesne, her ikisi de ondadır, çünkü ikisi birdir. Algıya "evrensel" ya da "kavramsal" bileşeni düşünce tarafından yüklenir.


Algının "gerçeği alması" ("wahrnehmen") algı için değil ama bizim içindir (Algının Almanca etimolojisi hiç kuşkusuz kavramsal olarak geçersizdir, çünkü algı "gerçeği" almaz. Türkçe "algı"nın neyi aldığını söylemez. Ruhbilimsel bakış açısından "Alınan nedir?" diye sorabiliriz. Alınan dışsal duyusal birşeydir. Ama salt duyum değildir. Algı bilinçte duyumdan daha çoğu olarak salt öznel bir duyu-verisinin değil, ama somut, eş deyişle birçok belirlenimi olan Şeyin üretimidir. Bu tinsel üretim — algılama — kavramlar, evrenseller yoluyla olanaklıdır.

Hegel Almanca "Wahrnehmung"un ("algı") etimolojisi ile oynar. Hiç kuşkusuz eğer "gerçek" gerçek anlamında düşünülecek olursa algı hiçbir biçimde "gerçeğin alınması" değildir, çünkü Algıya katılan soyut "evrensel" de henüz gerçek Kavram olmaktan bütünüyle uzaktır.


Ortadan Kaldırma [das Aufheben]
"Ortadan kaldırma [das Aufheben] olumsuzda görmüş olduğumuz gerçek çifte anlamını sergiler: Bir olumsuzlama ve aynı zamanda bir saklamadır" (§ 113).
112. "... Nesnenin ilkesi, evrensel, yalınlığı içinde dolaylı bir evrensel olduğu için, nesne bunu kendi doğası olarak kendisinde anlatmalıdır; nesne bunu kendini birçok özellikli Şey olarak göstererek yapar. Duyusal bilginin varsıllığı algıya aittir, dolaysız pekinliğe değil; bu pekinlik için o varsıllık salt örneklerin kaynağı idi; çünkü olumsuzlamayı, ayrımı ya da çokluğu özünde taşıyan yalnızca algıdır."
Algı bilincinin nesnesine özgü evrensellik öğesi mantıksal olarak duyum bilincinin tekilliğinin ortadan kaldırılmasının sonucudur. Nesne Şey olurken, Şeyin belirlenimleri ise Özellikler olarak görünür.
İdea Yayınevi 2014 / iletisim@ideayayinevi.com