Bu saltık olarak olumlu kavram (Varlık) kaçınılmaz olarak olumsuzu ile, Yokluk ile birlik içindedir, ve Eleatikler bunun bütünüyle bilincinde olduklarını kendi analitik bakış açılarından olumsuz olarak anlattılar: Oluş olanaksızdır. Çünkü Yokluğun Varlığını doğrulamayı gerektirir.
Bu Eytişim kendini daha sonra Zenon'un paradokslarında düşüncenin bugün de diriliğini ve önemini yitirmeyen özsel işleyişi olarak sergiler.
Eleatikler analitik düşüncenin kendi mantığını izlediler ve buna göre hiçbirşeyin ortaya çıkamayacağını, Oluşun bütünüyle olanaksız olduğunu gördüler.
Bu eytişim Aristoteles'in çalışmasında bulunur (De Xenofane, Zenone et Gorgia, c. 3):
"Eğer herhangi birşey varsa, doğması olanaksızdır (ve [Xenofanes] bunu giderek Tanrıya bile uygular); çünkü ya aynı olanlardan ya da aynı olmayanlardan doğacaktır. Ama ikisi de eşit ölçüde olanaksızdır. Çünkü aynı olanların aynı olanlardan doğması onları doğurmalarından daha olası değildir, çünkü aynıların birbirleri ile özdeş belirlenimleri olmalıdır."
Benzerlik doğurma ve doğurulma arasındaki ayrımı siler.
"Aynı olmayanların aynı olmayanlardan doğması da eşit ölçüde olanaksızdır, çünkü eğer daha zayıf olandan daha güçlü olan doğarsa, ya da küçük olandan büyük olan, kötü olandan iyi olan, ya da evrik olarak kötü olan iyi olandan doğarsa, Varlıktan Yokluk doğmuş olacaktır. Bu olanaksızdır, ve öyleyse Tanrı ilksiz-sonsuzdur."
Aynı şey Panteizm ya da Spinozacılık için de geçerlidir, çünkü ex nihilo nihil fit, yokluktan yokluk gelir. Panteizm Doğayı Tanrı olarak, Bir olarak, gerçek Varlık olarak görür, ve ona tüm belirlenimi, tüm olumsuzlamayı ve böylece genel olarak Oluşu yadsır.
[Xenofanes'e göre,] "Eğer Tanrı en güçlü ise, Bir olmalıdır. Çünkü eğer iki ya da daha çok olsaydı, ötekiler üzerinde hiçbir egemenliği olmazdı, ama ötekiler üzerinde egemenliği olmayınca Tanrı olmazdı. Böylece Çok olsalardı, göreli olarak daha güçlü ya da daha zayıf olurlar ve böylece tanrılar olmazlardı, çünkü Tanrının doğası ondan daha güçlü hiçbirşeyin olmamasıdır. Eğer eşit olsalardı, Tanrı bundan böyle en güçlü olma niteliğini taşımazdı, çünkü aynılar aynılardan ne daha kötü ne de daha iyidir. Bu yüzden eğer Tanrı varsa, ve eğer Tanrı ise, yalnızca birdir. Eğer Çok olsaydı, istediğini yapamazdı. Bir olduğuna göre, her yerde aynıdır. İşitir, görür ve her yerde başka duyuları da vardır, çünkü durum bu olmasaydı, Tanrının parçalarından biri ötekinden daha güçlü olurdu, ki olanaksızdır. Tanrı her yerde aynı olduğu için, Küre biçimindedir, çünkü burada böyle orada şöyle değil ama her yerde aynıdır. İlksiz-sonsuz ve bir ve küre biçiminde olduğu için, ne sınırsız ne de sınırlıdır. Sınırsız olmak olmamaktır, çünkü ne ortası, başı, sonu, ne de parçası vardır; ve sınırsız olan bu betimlemeye karşılık düşer. Ama olmayan ne olursa olsun, Varlık değildir. Eğer Çok olsaydı, karşılıklı sınırlama yer alırdı, ama yalnızca Bir olduğuna göre, sınırlı değildir. Bir devinmez, ne de devimsizdir. Devimsiz olmak olmamaktır, çünkü ona hiçbir başkası gelmez, ne de kendisi bir başkasına gider. Ama devindirilmek Çok olmak demek olmalıdır, çünkü biri bir başkasına devinmelidir. Böylece Bir ne dingindir ne de devinir, çünkü ne olmayandır ne de çoktur. Tüm bunlarda böylece belirtilen Tanrıdır. Tanrı İlksiz-sonsuz ve Birdir, Kendisi gibi ve küreseldir, ne sınırsız ne de sınırlı, ne dinginlikte ne de devimdedir."
Bu uslamlamaların ilkesi A = A ya da özdeşliktir. Birşey salt kendine özdeştir, ve karşıtlık içermez. A ancak A olabilir, hiçbir zaman B olamaz çünkü B olması onu içermesi ve böylece A olmaması, çoklu, ayrımlı olması, kendisi ve başkası olması demek olacaktır. Devimin, genel olarak değişimin yadsınması Eleatik soyut Anlak mantığının biricik tutarlı sonucudur. Dahası, Bir hiçbir belirlenim içermemelidir, çünkü belirlenim ancak olumsuz olanı içerdiği ölçüde belirlenimdir, ama Bir hiçbir olumsuzluk, hiçbir yokluk içermez.
Tanrının en olgusal Varlık olduğu, Bir olduğu, hiçbir olumsuzlama içermediği, sonluyu bütünüyle dışladığı vb. yolundaki daha geç çıkarsamalar tam olarak bu zamanüstü, soyut, analitik Eleatik ilke üzerine dayanırlar.
Doğal bilinç sonluya, görüngüsel ve geçici olana Varlık yükler. Eleatikler bunu yapmazlar. |