İdea Yayınevi / Modern Tin /Aziz Yardımlı
 
eski anasayfa_
online alış-veriş_
 
 
 

B. Türe (Adalet) Uygulaması

____a. Yasa Olarak Hak
____b. Belirli Yasa
____c. Mahkeme

__Mahkeme
Yasanın türel uygulaması olarak Mahkeme tikel İstenç ve Görüş karşısında evrensel ussal Hakkın İstencidir. Yasa Yurttaşın özgür, ussal İstencidir ve aynı özgürlük ve ussallık içinde edimselleştirilmesi gerekir. Türe uygulaması Yasaların kavrama uygunluğu gibi ve Yargıcın özgürlüğü ve duyuncu gibi pozitif öğeler tarafından etkilenir. Realitenin Kavrama bu uygunsuzluğunu saltık olarak ortadan kaldırmak olanaksızdır. Bu durum Türeni bozulması olarak değil, ama o kültürün henüz duyuncunda ve özgürlüğünde yetirence olgunlaşmamış olduğunu gösterir. İnsanları Türeli olmaya, Haklı olmaya kendi duyunçlarından ve istençlerinden başka zorlayan hiçbirşey yoktur.

Ceza Suçun ortadan kaldırılmasıdır, ve bu kamu duyuncunda olduğu gibi suçlunun kendisinin özgür duyuncu tarafından da onaylanır. Suçun gelenekselleşmesi (Mafya) özgürlüğün, yasanın, gönencin yoksunluğu ile birlikte gider (Sicilya bir üçüncü dünya ülkesi gibidir).

Camorristler Mahkemede, İtalya, 1985
İtalya, 17 Şubat 1985, Cammoristler mahkemede. — 2005'te Politik, Ekonomik ve Toplumsal İncelemeler Kurumu'nun ( Eurispes) yayımladığı bir rapora göre İtalya'da mafya denetimlı ekonomi hızla büyümektedir ve yıllık miktarı1,05 trilyon € değerine ulaşmıştır. Bu rakam italyan genel ulusal üretiminin (GDP) %9,5'luk bölümüdür. Yıllık kârın 100 milyar € olduğu tahmin edilmektedir — Fiat otomobilin iki katı kadar (bBkz. Mafia in Italy; Rapporto Eurispes) İtalya'da Mafya üzerindeki ciddi bir türe sürecini engellemek için polis, savcılar ve yargıçlar Mafya tarafından yöntemli olarak öldürülmektedir.

 
Dolaysız Hak (Mülkiyet) Yasa değildir, tekil bir Şey üzerine yatırılan ve öyle tekil olarak tanınan Haktır. Duyuncun öznel içsel işlevi olarak Ahlak genel olarak Yasanın bir momentidir ve onun gerçekten Hak olmasının ve Haklı olmasının, onun moral belirlenimi dediğimiz şeyin sorumlusu ve güvencesidir. Törellik ise Yasanın eşiğinde durur ve salt bir Alışkanlık olduğu ölçüde bilinçsizdir, Yasanın evrenselliğinden, böylece düşünce yoluyla biliniyor olma belirleniminden yoksundur.


Hegel / Tüze Felsefesi
  Hegel / Philosophie des Rechts (1821)

c. Mahkeme
§ 219

c. Das Gericht
§ 219

Hak yasa biçiminde belirli-varlığa çıktığı zaman kendi içindir; hak üzerine tikel istenç ve görüş karşısında bağımsız olarak durur ve kendini evrensel olarak geçerli kılması gerekir. Hak üzerine tikel durumları ilgilendiren bu bilgi ve onu tikel çıkarların öznel duygusu olmaksızın edimselleştirmek kamusal bir güce, Mahkemeye düşer.

 
Das Recht, in der Form des Gesetzes in das Dasein getreten, ist für sich, steht dem besonderen Wollen und Meinen vom Rechte selbständig gegenüber und hat sich als allgemeines geltend zu machen. Diese Erkenntnis und Verwirklichung des Rechts im besonderen Falle, ohne die subjektive Empfindung des besonderen Interesses, kommt einer öffentlichen Macht, dem Gerichte, zu.


Türe Uygulaması ve Yasalar

Yasalar Hak belirlenimidirler ve Türe özsel olarak Yasanın ve Yasa tarafından belirli olarak temsil edilen Hakkın yerine getirilmesidir.

Yasasız Türe, Duyunç Türesi özneldir, bireyseldir, toplumsal Usun onayından yoksundur. Bu yüzden kendinde İyi, Doğru ve Haklı olabilmesine karşın pozitif Yasa ile çeliştiği düzeye dek pozitif olarak Haksızdır.

Modern Yurttaş Toplumu toplumsal Duyuncun Yasama sürecine girmesine olanak taşıyan biricik toplum biçimidir ve Yasamanın Yurttaş Toplumunun ya da Özgür Yurttaş İstencinin saltık Hakkı olması ölçüsünde Yasaların Duyunç ile uyumlu olmalarının önünde saltık olarak hiçbir engel yoktur. Önemli olan nokta popüler Duyuncun niteliği, bir halkın Erdemidir.

Toplumsal Duyunç gelişmemiş ve kendi tüm değerini açındırmamış olabilir, ve bugün bütün bir dünya açısından durum genel olarak öyledir. Geleneksel kültürlerinden özgürleşme süreçlerinde olan dünya halklarının sergiledikleri tablo sık sık uygar olmaktan, türeli olmaktan, insana yaraşır olmaktan sonsuz ölçüde uzaktır. Ve gene de Duyunç ancak Özgürlük içinde büyüyebilir. Halk egemenliği Türenin de halkın İstenci tarafından belirlenmesi anlamına gelir.



Suç ve Ceza
Yurttaş Toplumunda Cezanın ağırlığı Yurttaşlık bilincinin zayıflığı ile orantılı olarak artar. Oluş sürecinin başlarında, örneğin Fransız Devriminde olduğu gibi, Ceza kendini giderek Terör olarak da gösterebilir. Özgürlük bilinci yaygınlaşıp kökleştikçe ve sağlamlaştıkça Suçlar bütün bir toplum için gözdağı olmaktan çıkarlar ve Cezalar hafifler. Histerik durumlarda toplumun sağduyusunu yitirmesine Türenin sağduyuyu yitirmesi eşlik eder ve örneğin Türkiye'de olduğu gibi sokaklardaki cinayetlere Türe adına işleyen cinayetler eklenir, ileri sürülen suçları taşımaları ve üstlenmeleri bile olanaklı olmayan gençler idam edilir.


Kısıtlama Kampları, ABD. — Pearl Harbour bombardımanından sonra Batı kıyılarında yaşayan ve büyük bölümü ABD yurttaşı olan 112.000 kadar Japon ve Japon-Amerikalı evlerinden toplanarak kısıtlama kamplarına ("Internment Camps" ya da "War Relocation Camps") yerleştirildiler. 1944'te Yüksek Mahkeme "iveğen bir kamu zorunluğu" olduğu zaman ırksal bir kümenin yurttaşlık haklarının kısıtlanmasına izin verilebilir olduğunu ileri sürerek uygulamayı anayasal olarak akladı. 1988'de başkan Ronal Reagan bu uygulamadan ötürü ABD hükümeti adına özür diledi. Resmi özür belgesinde hükümet eylemlerinin "ırksal önyargı, savaş histerisi ve politik önderliğin bir beceriksizliği" üzerine dayandığı belirtildi.

 

Yurttaş Toplumunda Suçun çiğnediği Hak bireyin Hakkı olduğu gibi Yurttaş Toplumunun bütününün de Hakkıdır, çünkü özgür Yurttaş kendinde bütün bir Yurttaş Toplumudur, istenci salt kendi tekil ilineksel istenci değil ama o denli de tözsel istenç, evrensel İstençtir. Benzer olarak, Mahkeme Kamunun, ve onun yoluyla Yuttaşın kendisinin duyuncudur.

Hakların çiğnenmesi, Suç genel olarak Yurttaşlık bilincinin yoksunluğunun ya da zayıflığının bir sonucudur, çünkü Yurttaşlık bilinci Hakkın, Türenin, Özgürlüğün bilinci, tek bir sözcükle Erdem bilincidir. Bu bilinç Suçun belirtik olumsuzlanmasıdır.

Türe toplumsal türe olarak özünde Mülkiyet ilişkileri çevresinde döner. Bu düzeye dek Mülkiyetin kaldırılması Suçun da kaldırılmasını getirir, ama Suç işleyebilme gizilliğinin değil. Sparta'da, Sovyetler Birliği'nde özellikle para biçiminde Mülkiyet ve dolayısıyla ona bağlı Suç da bulunmuyordu. Her iki toplum da görünürde bir Erdem toplumuydu — sömürüsüz, eşitlikçi, türeli. Ama böyle bireyler kendilerinde sömürü, eşitsizlik ve türesizlik yüklüydüler, çünkü kısıtlama altında doğalarının bencil yanını eğitme olanakları olmamıştı ve Özgürlük üzerindeki baskı kalkar kalkmaz her iki toplumun bireyleri de Erdemsizliklerinin sınır tanımadığını gösterdiler.

 
 
 
 
İdea Yayınevi / Hegel’in Nesnel Tin Dizgesi / Aziz Yardımlı / 2014