İdea Yayınevi / Mantık Bilimi
site haritası  
 
Çözümlemeler / Aziz Yardımlı

Hegel — Mantık Bilimi (Büyük)
Çözümlemeler §§ 0318-0386
AZİZ YARDIMLI

Bu çözümlemede kullanılan paragraf numaraları için bkz. Science of Logic (Hegel.Net)

Kendi-İçin-Varlık
(Varlık—Belirli-Varlık—Kendi-İçin-Varlık)

Kendi-için-Varlık Sonsuzluktan çıkarsanmıştır. Sonsuzluk daha şimdiden kendinde Bir kategorisini imler, çünkü tüm olumsuzlamayı, tüm başkalığı dışlıyor olarak görülebilir. Bir ise tam olarak bu aynı olumsuzlamadır. Eleatikler, özellikle Xenofanes, Bir kategorisini Tanrı olarak gördüğü zaman bu aynı mantıksal koşutluğa anlatım verir, çünkü Bir Sonsuz gibidir. Spinoza'nın panteizminde de Sonsuzluk ve Bir Tanrı ya da Doğanın onun görüşünde saltık olarak hiçbir olumsuzlama içermeyen belirlenimleridir. Ama bu bakış açısı analitiktir, diyalektik değil.

Spinoza belirlenimin olumsuzlama olduğunu bilir, ve onu, tüm olumsuzlamayı, Töz ya da Sonsuz Varlıktan, Bir ya da Tanrıdan uzaklaştırmayı ister.

318.1. Kendi-için-Varlıkta nitel Varlık ya da NİTELİK tamamlanır (daha öte Nitelik belirlenimi yoktur ve izleyen Nicelik alanıdır).
318.2. Kendi-için-Varlık sonsuz Varlıktır (sonsuz = olumsuzlanmayan).
318.3. (1) Varlık olarak Varlık tüm belirlenimden yoksundur;
318.4. (2) Belirli-Varlık dolaysızca ortadan kaldırılmış Varlıktır ('dolaysızca' = 'ilk'); böylece yalnızca ilk olumsuzlamayı kapsar, ki dolaysız olumsuzlamadır (Başka birşeyin değil, ama kendi kedisinin olumsuzlamasıdır).
318.5. Belirli-Varlık kendi içinde Varlığı kapsar; birlikleri yalındır, bu nedenle birbirlerine eşitlenmemişlerdir.

Belirli-Varlıkta Varlık ilkin ayrı bir moment olarak kapsanır; birlikleri yalındır ve buna göre ikisi bir bakıma iki eşitsiz şey gibi yanyana dururlar ve henüz birbirlerine eşitlenmemişlerdir. Biri vardır, ve bir başkası da vardır. Henüz atılacak bir adım daha vardır. Karşıtlık koyulmuştur, ama karşıtların birliği değil. Hegel bu kurgul birlikten iki kıpının eşitlenmesi olarak söz eder. 1.— Varlık; 2. — Belirli-Varlık; 3.— Kendi-İçin-Varlık.
Kendi-için-Varlıkta Varlık ve Belirli-Varlık eşitlenir.

318.6. Belirli-Varlık alanı buna göre ikilik, ayrım, sonluluk alanıdır.
318.7. Belirlilikte varlık göreli (ilişkili) olarak belirlidir, saltık (ilişkisiz) olarak değil.
318.8. (3) Kendi-için-Varlıkta varlık ve belirlilik arasındaki ayrım ya da olumsuzlama koyulmuş ve eşitlenmiştir;
318.9. Sonlulukta olumsuzlama sonsuzluğa, olumsuzlamanın koyulmuş olumsuzlamasına geçtiği için, olumsuzlama yalın kendi ile ilişkidir, varlık ile eşittir, göreli değil saltık olarak belirlenmiş varlıktır.

Belirlilikte Varlık yalnızca göreli olarak belirlenir, saltık olarak değil. Saltık olarak belirlenmek olumsuzlamanın olumsuzlanması yoluyla olumlu olarak belirlenmektir, çünkü olumsuzlamanın olumsuzlanması ilişkinin ve böylece göreliliğin de olumsuzlanmasıdır. Kendi-için-Varlık da belirlidir, ama onun durumunda iki eşitsiz momentin değil, iki eşit momentin ilişkisi olarak olumsuzlama aynı zamanda olumsuzlama değildir. Ya da, Kendi-için-Varlık onda Varlık ve belirli-Varlık *birlik* içine getirildikleri için *bir* olan ya da eşitlenmiş olan iki momentin belirlenimidir. Olumsuzlamanın Olumsuzlaması Sonsuzluktur, çünkü Olumsuzlama Sınır olarak, olgusallık olarak, 'Gerek' vb. olarak ortadan kalkmıştır.

319.1. Kendi-için-Varlık kurgul yöntemin üç kıpısına göre ilkin dolaysız ya da Birdir; ikinci olarak ayrım kıpısı gelir ve Bir Çokluğa ve bunların Birliğine geçer; üçüncü olarak bu nitel birlik Niceliğe geçer.

A. GENEL OLARAK KENDİ-İÇİN-VARLIK

320.1. Kendi-için-Varlık anlatımının Kavrama uygun düştüğü gösterilmelidir.
320.2. Birşey başkalığı aştığı ya da (başkalık ile ilişkisiz olduğu) zaman ‘kendi içindir’ denir; o zaman onun için başkalık bir kıpıya indirgenmiştir, onu (ya da onları) itmiş, soyutlamıştır.
320.3. Kendi-için-Varlık sınırlamayı, başkalığı öyle bir yolda aşmıştır ki, bu olumsuzlama olarak kendi içine sonsuz geri dönüştür (sonsuz, çünkü döndüğü yer kendisidir, ve buna göre bir son değildir).
320.4. Bilinç kendine sunduğu nesnede içeriği ideal olarak kendi içinde kapsar; bilinç kendi olumsuzu ile ilişkide yalnızca kendi önündedir; kendi dışında değil, ama kendi içindedir.

Bilinç önündeki bir nesnenin tüm belirlenimini (içeriğini) kendi us-kategorileri ile sağlar ve onu idealleştirir. Bu kategorilerin öznel oldukları, bilincin kendisinde oldukları görüldüğünde, bilinç nesnesinde yalnızca kendi kendisindedir ve onunla ilişkisi bir sonluluk değil ama bir sonsuzluk ilişkisidir, çünkü onda bir son ile değil ama kendisi ile ilişkidedir, karşısındaki başkalık gerçekte yalnızca kendisidir.

320.5. Bilincin bu idealleştirmesinde nesnenin realitesi de saklanır, çünkü nesne bilinç tarafından dışsal bir varoluş olarak bilinir. (Buna göre Bliinç Görüngü, düalizm alanına aittir, çünkü bir yanda dışsal bir nesne, öte yanda nesnenin ideal olarak bilinci vardır).
320.6. Öz-bilinç kendi-için-varlığın daha belirtik bir örneğidir, çünkü dışsal nesne ya da başkalık yanı ortadan kaldırılmıştır.
320.7. Buna göre öz-bilinç sonsuzluğun bulunuşunun en yakın örneğidir.

a) Belirli-Varlık ve Kendi-için-Varlık

321.1. Kendi-için-Varlık yalın Varlığa çökmüş Sonsuzluktur; [= Kendi-için-Varlık Sonsuzluk kavramının ortadan kalkmasıyla elde edilmiştir; 'Varlığa çökmüş' = dolaysızlaşmış].
321.2. Kendi-için-Varlık o denli de belirlidir, çünkü sonsuzluğun olumsuz doğasını kendi içinde taşır.

Sonsuzluğun olumsuz doğası olumsuzlanmanın olumsuzlanmasıdır. Bu onu belirli kılan şeydir. Sonsuzluk olarak belirli-Varlığın ortadan kalkışı ilkin bir dolaysızlık üretir. Bu Kendi-için-Varlığın belirliliği sözü edilen sonsuz belirlilik olarak dolaysızdır.

321.3. Belirli-Varlık böylece Kendi-için-Varlığın bir kıpısıdır, çünkü Kendi-için-Varlık da olumsuzlama yüklü ve dolayısıyla belirlidir.
321.4. Belirli-Varlıkta bir başkası ve başkası-için-varlık olan belirlilik böylece Kendi-için-Varlığın sonsuz birliğine bükülür ve,
321.5. Belirli-Varlık kıpısı Kendi-için-Varlıkta bir Bir-için-Varlık olarak bulunur. (Kendi-için-Varlık durumunda belirli-Varlık kıpısı 'kendi-için-varlık'-için-varlık' ya da Bir-İçin-Varlık olur).

b) Bir-İçin-Varlık

Kendi-için-Varlık bütününde ilişkisiz ve belirlenimsizdir. Ama bu belirlenimsizliğin kendisinde belirlidir, ve buna göre bu kavramda karşılaşılan güçlük bu çelişkili doğasına bağlıdır. Kendi-için-Varlık belirlenimsiz-belirlidir. Kendisi ile ilişkili olmalı, ama bunun bir ilişkisi olması için o denli de kendisi kendi olumsuzu, başkası olmalıdır. Bir-için-Varlık bu çelişkiyi ve ona bağlı güçlüğü bir bakıma yoğunlaştırmak ve sınırlamak için Hegel'in getirdiği bir anlatımdır. Bir için olmak olanaksızdır, çünkü Bir herhangi bir başkalığı olumsuzladığı sürece Birdir ve Birin karşısında olmak İki olmak olacaktır. Ama Birin bu olumsuzlamasının kendisi onda zorunlu olarak kapsanan moment ve onu Bir yapan belirlenimdir. Bu olumsuzlama Birde ideal olarak bulunur. Böylece Bir için olmak ya da Bir-için-Varlık ideal olarak, bir moment olarak bulunmaktır. Bu bulunuş aynı zamanda Sonlunun Sonsuz ile birlikte ya da daha doğrusu onda bir moment ya da ideal olarak bulunma yoludur. Sonlunun bu idealliği Hegel'in Felsefenin temel önermesi dediği şeydir ve bir felsefenin niteliği bu idealliği doğru olarak kavramasına bağlıdır.

322.1. Sonlunun onda ideal bir varlık olarak kapsanan Sonsuz ile birlik içinde bulunma yolu budur.
322.2. Kendi-için-Varlıkta olumsuzlama bir belirlilik ya da sınır olarak, ya da sonuçta onu bir başkası olarak alan belirli-Varlık ile bir ilişki olarak bulunmaz.
322.3. Bir-için-Varlığın onun için var olacağı, onun bir kıpısı olacağı bir başkası yoktur.
322.4. Kendi-için-Varlık Birşeyi onun için varolacağı bir yolda karşısına alamaz (çünkü o zaman kendi için olmayacaktır).
322.5. Buna göre kendi-için-Varlık Bir-için-Varlık olarak ilişkisiz, başkasız, sınırsız dolaysızlıktır.
322.6. Kendi-için-Varlık ve Bir-için-Varlık karşıtlar değildirler, çünkü Kendi-için-Varlık, başkalığın ortadan kaldırılması olarak, kendini ortadan kaldırılmış başkası olarak kendi ile ilişkilendirir ve öyleyse 'Bir-için'dir ve başkasında yalnızca kendi ile ilişkilidir.
322.7. Ego, Tin, Tanrı vb. idealdirler, çünkü sonsuzdurlar; ama kendileri-için-Varlıklar olmakla ideal olarak 'Bir için' olandan ayrı değildirler, yoksa belirli-Varlıklar olurlardı.
322.8. Tanrı kendi içindir (sonsuzdur, dolaysızdır, saltıktır vb.), ama ancak onun için olduğu şey kendisi olduğu sürece.
322.9. Böyle olmasaydı, kendisi ve onun için olduğu ayrı olsalardı, o zaman belirli-Varlık ve böylece sonlu olurdu.
322.10. Kendi için olmak ve Bir için olmak idealliğin ayrı değil, ama özsel olarak ayrılamaz kıpılarıdır.

Not. Almanca "was für ein Ding" anlatımı (sözel olarak: "Bir Şey İçin Ne"; 'ne tür bir şey')

323.1. Almanca "Bir Şey İçin Ne" anlatımı birşeyin başkası için değil ama kendi için ne olduğunu sorgular.
323.2. Bu anlatım kökeninde idealistiktir (çünkü sonluyu ideal olarak alır); var olan şey ve onun için var olduğu şey bir ve aynıdır.
323.3. Ve burada bir Özdeşlik vardır.

324.1. İdeallik ilkin ortadan kaldırılmış belirlenimlere bağlanır; onda ortadan kaldırıldıkları şey ideal ile karşıtlık içinde reel olarak alınabilir.
324.2. Böylece idealin kendisi kıpılardan biri, reel ise öteki olur.
324.3. Ama idealliğin imlemi her iki belirlenimin de eşit ölçüde Bir için olması ve Bir sayılmasıdır; bu bir ideallik, ayrım olmaksızın, realitedir.
324.4. Bu anlamda Özbilinç, Tin, Tanrı salt kendi ile sonsuz ilişki olarak idealdir.

Ortadan kaldırılmış Sonlu Sonsuzda öyle bir yolda kapsanır ki, ortada olan yalnızca Birdir, çünkü Birin başkası Birin kendisinin ortadan kaldırılması olacaktır. İdeallik, moment olarak, Birin Bir kalmasının olanağıdır. İdeallik böylece Bir-için-olmak demektir, çünkü kendisi ideallik olarak, ortadan kaldırılmış olarak, Birin karşısına bir Başkası olarak, bir Belirlenim olarak çıkmaz, ve böylece Birin Bir olması sona ermez.

324.5. Ego Ego içindir, her ikisi de aynıdır. Her ikisi de 'Bir-için'dir, idealdir.
324.6. Tanrı yalnızca Tanrı-içindir, yalnızca bu Birlik Tanrıdır.
324.7. Ama öz-bilinç, bilinç olarak, kendisinin ve başkasının ayrımına girer (düalizm, ayrım, sonluluk).
324.8. Öz-bilinç kendisinin ve başkasının birliğidir; ya da — idealliğinin ve reelliğinin; idealliği tasarımlarını üremesi olarak görülebilir (?), ve reelliği ise bu tasarımların belirliliği, ortadan kaldırılmamış belirli varlığı olarak.

325.1. İdealizm sonlu realiteye kendi-için-Varlığın yanısıra bağımsız bir kalıcılık verilmesini yadsır.
325.2. İdealizm Sonsuzun kendisinde Bir-için-Varlığın, idealin kendi ile ilişkisinin koyulmasını da gerektirir.
325.3. Eleatik Varlık ve Spinoza'nın Tözü yalnızca tüm belirlenimin soyut olumsuzlanmasıdır, çünkü tözün kendisinde idealite koyulmaz (yani Tözün ya da Varlığın kendisi idealliği bir kıpı olarak kapsamaz ve satık olarak belirlenimsizdir.)
325.4. Spinoza Sonsuzluğu bir şeyin saltık olumluluğu olarak anlar, tüm olumsuzluğu dışlar.
325.5. Spinoza'da Tözün kendisi bile kendi-için-varlık belirlenimine ulaşmaz, ve özne ve tin olması söz konusu bile değildir.
325.6. Malebranche'ın idealizminde Tanrı kendi içinde tüm bengi gerçeklikleri, tüm şeylerin idealarını ve eksiksizliklerini kapsar; bunlar yalnızca onundur, onları yalnızca Tanrıda görürüz (sonluya hakkı bütünüyle verilir).

326.1. Leibniz'in idealizminde Monad özsel olarak ideal birşeydir [Ideelles].
326.2. Das Vorstellen ist ein Fürsichsein :: Ideation is a being-for-self. Bunda belirlenimler sınırlar değil, ama yalnızca kıpılardırlar.

(Özetle: Leibniz'in Monadları birbirlerine karşı sınırlar olmayan, böylece realiteleri olmayan ideal belirlenimlerdir. Böylece, başkalığın yokluğunda, tüm ilişki ve etkileşim olanaksızlaşır. Türlülük yalnızca boş, yalnızca ideal bir türlülüktür ve onda monad yalnızca kendi ile ilişkili kalır. Başkalaşımlar monadın kendisinde gelişirler ve başkaları ile ilişkiler değildirler. Monadların çokluğu monadın kendi eytişimiyle türetilmez, dışsal olarak varsayılır. Kendilerinde birbirlerine karşı başkaları değildirler. Kendi-için-Varlık arılığı içinde ve reel varlıktan uzak olarak tutulur. Leibniz'in dizgesi monadın kendisinin mantıksal açınımı olmaktan da çıkar ve Spinoza'da görülen mantıksal-dizgesel bütünlük düzeyi onda görülmez.)

327.1. Kant ve Fichte'nin idealizmleri "Gerek"in ya da sonsuza ilerlemenin ötesine geçmez ve belirli-Varlık ve kendi-için-Varlık ayrımını birleştiremezler.
327.2. Kendinde-Şey Ego içindir, ama kökende dışsaldır, ben için olumsuz bir kendinde-varlık olarak kalır.
327.3. Ego hiç kuşkusuz ideal olarak, kendi-için-Varlık olarak, sonsuz kendi-ile-ilişki olarak belirlenir; ama Bir ötenin, kendinde-şeyin ortadan kalkışı noktasına tamamlanmaz.

(c) Bir

328.1. Kendi-için-Varlık kendisinin ve kıpısı olan Bir-için-Varlığın yalın birliğidir.
328.2. Önümüzde yalnızca tek bir belirlenim, ortadan kaldırmanın kendi ile ilişkisi vardır.
328.3. Kendi-için-Varlığın kıpıları ayırdedilmemişliğe çökmüştür ki, bu ise dolaysızlık ya da varlıktır.
328.4. Ama bu dolaysızlık olumsuzlama üzerine dayanır, kendinin bütünüyle soyut sınırıdır, Birdir.

SONSUZ VE BİR ARASINDAKİ AYRIM
Birin mantıksal belirlenimi KENDİ İLE İLİŞKİdir.Sonsuz da "belirli dolaysız"dır, ama belirlenimini kendi ile ilişki yoluyla değil, kendinde taşıdığı olumsuzlama dolayısıyla kazanır. Bir ise belirlenimini kendi ile ilişki yoluya kazanır.

329.1. 'Bir'in gelişiminde şu momentler bulunur: 1) Genel olarak olumsuzlama; 2) iki olumsuzlama; 3) ikisi öyleyse aynıdır; 4) salt karşıtlar; 5) kendi-ile-ilişki, genel olarak özdeşlik; 6) olumsuz olan ve gene de kendi ile olan ilişki.
329.2. Dolaysızlık biçimi kendi-için-Varlığa bir kendi-için-Varlık olarak girer. Bu dolaysızlık nedeniyle her bir kıpı ayrı belirlenim olarak koyulsa da, gene de ayrılmazdırlar.

'Bir'in kavramında yatan güçlüğün ve aynı zamanda onu başka her kavramdan ayıran olgunun nedeni Birin Bir olmak için yalnızca kendi ile ilişkiye girmek zorunda olmasıdır. Örneğin olumsuzlama mantıksal olarak Başkasını gerektirirken, Birin olumsuzlaması Kendisi ile olmalıdır.

B. BİR VE ÇOK (Eins und Vieles)

Bu aşamada (B) Bir kavramı bir olumsuzlama ilişkisi geliştirecekt ve kendini Çok olarak belirleyecektir. Bunun için Birin kendinde kendi ile ilişkisinin açınımı yeterlidir, çünkü Bir kavramında kendi ile ilişki (Bir ve Bir) olduğu için Bir ve Bir ilişkisi ((Bir ve Bir) ve (Bir ve Bir)) ilişkisidir. Bu ilişki böyelce Çoka geçer. Ya da:

(Bir ve Bir)
((Bir ve Bir) ve (Bir ve Bir))
(((Bir ve Bir) ve (Bir ve Bir)) ve ((Bir ve Bir) ve (Bir ve Bir)))

330.1. Bir kendi-için-Varlığın yalın kendi-ile-ilişkisidir, çünkü onda kıpılar ortadan kalkmıştır; böylece —
330.2. Kendi-için-Varlık dolaysızlık biçimindeyken kıpıları belirlilik taşırlar.

331.1. Olumsuzun kendi-ile-ilişkisi olarak Bir bir belirleme sürecidir, ve kendi ile ilişki olarak sonsuz kendini-belirlemedir.

Bir 'belirli-dolaysız' olarak kapsadığı olumsuzlama kıpısı nedeniyle kendini belirler. Ve olumsuzu kendisi olduğu için, bu belirleme sonlu değil, ama sonsuz kendini-belirlemedir.

331.2. Kendi-için-Varlık şimdi dolaysızlık biçiminde olduğu için, ayrımları da olumlu olarak (= bağımsız olarak bulunurlar.

Şöyle anlayabiliriz: Birin ayrımları Birin kendisini ortadan kaldırmayan, onu Bir olarak saklayan ayrımlar olmalıdırlar. Böylece bağımsızın karşısında kendileri bağımsız olmalıdırlar.

331.3. Böylece Kendi-için-Varlığın idealitesi ilk olarak realiteye geri döner, ama bu realite de Birdir.
331.4. Birde kendi-için-Varlık yalın (= başlangıçtaki dolaysız) Varlığın ve belirli-Varlığın koyulmuş birliğidir ve başkası ile ilişkinin ve kendi ile ilişkinin saltık (ayrımsız) birliği olarak bulunur.
331.5. Yine, Varlık belirliliği Sonsuz Olumsuzlama (= kendini-belirleme) ile karşıtlık içinde durur.
331.6. Böylece bu olumsuzlama ondan ayrı bir Başkası olmalıdır.
331.7. Ama bu Başkası Birin kendini belirlemesidir.
331.8. Birin kendi ile bu Birliği bir ayrım, bir ilişkidir; ve olumsuz birlik olarak kendi Kendinin Başkası olarak olumsuzlamasıdır.
331.9. Birin ilişkisi kendinin Bir olarak kendinden dışlanmasıdır.

(a) Kendinde Bir (Das Eins an ihm selbst)

332.1. Bir kendinde yalnızca vardır; bu varlığı ne bir belirli-Varlıktır, ne de bir başkası ile ilişki olarak belirliliktir.
332.2. Gerçekte Bir bu kategoriler alanının bir olumsuzlamasıdır.
332.3. Bir böylece bir başkalaşmaya yetenekli değildir; değişmezdir. (Das Eins ist somit keines Anderswerdens fähig; es ist unveränderlich).

333.1. Belirlenimsizdir, ama Varlık gibi değildir.
332.2. Belirlenimsizliği kendi ile ilişki olan belirlilik, saltık belirlenmişliktir; koyulmuş kendi-içinde-Varlık :: Seine Unbestimmtheit ist die Bestimmtheit, welche Beziehung auf sich selbst ist, absolutes Bestimmtsein; gesetztes Insichsein.
332.3. Bir Kavramına göre kendi ile ilişkili olumsuzlama olduğu için kendinde ayrım taşır, yani kendinden bir başkasına döner.
332.4. Ama bu devim dolaysızca kendi üzerine döner, çünkü kendi ile ilişki aynı zamanda bu başkasının onun kendisi olması demektir.

333.1. Bu yalın dolaysızlıkta tüm dolaylılık, idealliğin kendisi, ayrım ve çokluk yitmiştir. (Tam soyutlama).
333.2. Bu dolaysızlık Yokluktur, kendi ile ilişki soyutlamasıdır; kendi-içinde-Varlıktan ayrıdır.
333.3. Koyulmuş bir Yokluktur, ve bir dolaylılık olarak somut bir belirlenimi vardır (= ilişkilidir),.
333.4. Bu Yokluk Boşluk olarak Yokluktur.
333.5. Boşluk böylece dolaysızlığı içindeki Birdir.

Hegel Bir ve Boşluk ilişkisini ATOMİZİM ile bağıtı içinde getirir. Aynı zamanda bir eğretileme olarak İTME ve ÇEKME terimlerini kullanacağı için bu çıkarsamaya gereksinimi vardır. Ama bütün bu BOŞLUK-VAKUM (ve hiç kuşkusuz ATOM-DOLULUK-PLENUM) konusu Mantık Biliminin soyut kavramsal doğasına bütünüyle dışsaldır. Atomistler Boşluğu getirmek zorundadırlar, çünkü Atom, Parmenides'in belirlenimsiz Birinden ayrı olarak, bir Birler Çokluğuna dağılır ve bunun için Boşluk ya da İtme belirlenimi mantıksal olarak zorunludur. Atom Bir kıpısı olarak alındığında, Boşluk daha sonra NİCELİK alanında Birin sürekliliği ile karşıtlık içinde KESİKLİLİK kavramına karşılık düşecektir.

Bir belirlenimsizliği içinde Yokluk olarak görülebilir; ama gene de Birin belirlenimsizliği yalın ya da dolaysız Yokluktan ayrı olarak dolaylı Yokluktur, çünkü Bir ortadan kaldırılmış belirlenimsizliktir.

(b) Bir ve Boşluk

335.1. Bir olumsuzlamanın kendi ile soyut ilişkisi olarak Boşluktur.

Boşluk uzaysal ve böylece mantığa dışsal bir kategoridir. Hegel burada Boşluğu Atomizm bağlamında ele alır. Bir ve olumsuzu olarak Boşluk Atom olarak belirli-Varlığın iki kıpısını oluştururlar.

335.2. Ama Yokluk olarak Boşluk Birin olumlu Varlığı olarak yalın dolaysızdan saltık olarak ayrıdır.
335.3. Boşluk olarak Yokluk varolan Birin dışındadır.

336.1. Bir ve Boşluk olarak belirlenen Kendi-için-Varlık belirli-Varlık kazanır.
336.2. Bir ve Boşluk ortak, yalın temelleri olarak kendi(-için-Varlık) ile olumsuz ilişki içindedirler.
336.3. (Bir ve Boşluk belirli-Varlığın Olgusallık ve Olumsuzlama belirlenimleri gibidir).

ATOMİZM §§ 337-339 (YAZILACAK)

(c) Birçok Bir: İtme

340.1. Bir ve Boşluk en yakın belirli-Varlığı içindeki kendi-için-varlığı oluştururlar. (Das Eins und das Leere macht das Fürsichsein in seinem nächsten Dasein aus.)
340.2. Bir ve Boşluk Olumsuzlamanın Olumsuzlama ile, bir Başkasının kendi Başkası ile ilişkisi içinde dururlar.
340.3. Bir Valık belirleniminde olumsuzlama, Boşluk Yokluk belirleniminde olumsuzlamadır.
340.4. Ama Bir özsel olarak yalnızca ilişkili olumsuzlama olarak kendi ile ilişkidir (= dışındaki Boşluğun olması gereken şeydir).
340.5. Ama ikisi de ayrıca olumlu belirli-Varlık olarak koyulur ve böyle ilişkilidirler.
340.6. Birin Kendi-için-Varlığı özsel olarak belirli-Varlığın ve başkasının idealliğidir.
340.7. Başkası ile değil, ama yalnızca kendisi ile ilişkilidir.
340.8. Bu kendi ile ilişki yalnızca olumsuz değil olumlu ilişkidir, çünkü kendisi olumlu olarak koyulmuştur.
340.9. Ama ilişki o denli de olumsuzdur, çünkü ilişkili olduğu terim bir başkası olarak kalır.
340.10. Bu başkası da Bir olduğu için Bir birçok Birin Oluşudur.

Boşluk olmaksızın Birden Çoka geçiş: Bir Bir olabilmek için ilişkisinde karşısında yalnızca kendini, Biri bulmalıdır. Bu onun belirlenimidir. Bu ilişkinin bir ilişki olabilmesi için Bir hem olumlu, hem de olumsuz olmalıdır. Birin kendi ile bu çelişkili ilişkisi her bir Bir durumunda yinelenir ve Bir belirsiz bir Çokluğa geçer. Birin ilişkisinin bir ve aynı zamanda olumlu ve olumsuz olması Birin kendi niteliğinden gelir. Bir ilişkisinde kendisinden başka hiçbir terime izin veremez, çünkü Bir olmak için tüm başkalığı olumsuzlamak zorundadır. Ama tüm başkalığı olumsuzlarsa kendi belirlenimini yitirir. Buna göre Bir aynı zamanda kendisi olan bir başkası ile ilişkiye girmelidir. Bu çıkarsama başka pekçok yolda anlatılabilir. Kendisi ve Başkası arasındaki bu diyalektik daha sonra Nicelik kategorisinde burada olduğu gibi yineleycektir.

341.1. Birin kendi-için-Varlığı belirli-Varlığın ve Başkasının idealliğidir.

Belirli-Varlığın ve Başkasının bu idealliğinden, ortadan kaldırılmışlığından ötürü Birin ilişkisi yalnızca kendi iledir, onlarla değil.

341.2. Ama kendi-için-Varlık Bir olarak, olumlu olarak belirlendiği için, kendi ile olumsuz ilişkisi aynı zamanda olumlu bir Varlık ile ilişkidir.
341.3. Ve ilişki o denli de olumsuz olduğu için, ilişkili olduğu şey belirli-Varlık ve Başkası olarak kalır.
341.4. Başkası özsel olarak kendi ile ilişki olduğu için, belilenimsiz yokluk ya da Boşluk değil ama Birdir.
341.5. Bir buna göre birçok Birin Oluşudur.

342.1. Ama bu Oluş gerçekte bir Oluş değildir, çünkü bunda Bir yalnızca Bir olur.
342.2. Bir ilişkili olarak kendisini karşısına alır, çünkü Bir ilişki olarak olumsuzu kendi içinde kapsar, dışında ve bir başkasında değil. (Bu karşıtlığı Hegel yine mantıksal olmayan bir kavram kullanarak İtme olarak adlandırır).
342.3. Birin kendi ile olumsuz ilişkisi İtmedir (Die negative Beziehung des Eins auf sich ist Repulsion).

Bir kendi ile ilişki olarak, özdeşlik olarak düşünüldüğünde aynı zamanda Birçok ya da Çok olarak da düşünülür, ve bu karşıtlar olarak Bir ve Çokun kendilerinin birliğini ya da ayrılmazlıklarını gösterir. Birin Çok olması onun kendi ile ilişki olmasında, tam olarak Bir olmasını sağlayan bu özdeşlikte yatar. Bir, ilişki olarak, olumsuzu kendi içinde kapsar ve bu onun Çok olmasının mantığıdır. İlişki iki terimi gerektirir. Ama bu geçiş yalnızca özdeşlikten ayrıma değil, ama her iki Bir de ilişki oldukları için Bir sürekli bir oluş süreci yoluyla mantıksal olarak Çokluğa dağılıır. Bu Çokluk henüz sayısal bir belirlenim değildir, çünkü henüz Nicelik kavramı koyulmuş değildir.Burada İtme kavramı eğretilemedir.

343.1. Bu İtme böylece Birin kendisi yoluyla birçok Birin koyulmasıdır.
343.2. Buradaki İtme varolan Birlerin birbirlerini itmeleri değildir; bu dışsal düşüncenin sanısıdır.
343.3. Kendinde itme (die Repulsion dem Begriffe nach) ve dışsal-sanısal itmeyi ayırdetmemiz gerekir.

344.1. Birçok Bir başkaları ile değil ama sonsuz olarak kendileri ile ilişkilidir.
344.2. Bir kendini kendinden iter ve buna göre Oluş sürecine girmez çünkü daha şimdiden vardır.
344.3. İten ve itilen Birdir.

345.1. Böylece birbirleri ile göreli olarak vasayılırlar; koyulmamış olarak var-sayılırlar.
345.2. Koyulmuşlukları ortadan kaldırılır, ve birbirleri ile göreli olarak olumlu varlıklar olarak alınırlar.

346.1. Böylece Çokluk Bire dışsal görünür.
346.2. Eğer Birler ilişkilerinde birbirleri ile başkaları olarak göreli olsalardı, onlarda olumlu olarak bir başkası-için-Varlık bulunurdu.
346.3. O zaman ilişkileri Boşluk olarak görülen şey olurdu, ki dışsal bir sınırdır.

347.1.

SÜRÜYOR...

 

 

İdea Yayınevi / 2014