Nedensellik kavramını nedensellik tasarımına indirgersek onun hakkında masallar anlatabiliriz.
     
 
 
"Those who make causality one of the original uralt [ancient, immemorial] elements in the universe or one of the fundamental categories of thought — of whom you will find that I am not one — have one very awkward fact to explain away. It is that men's conceptions of a cause are in different stages of scientific culture entirely different and inconsistent. The great principle of causation which, we are told, it is absolutely impossible not to believe, has been one proposition at one period in history and an entirely disparate one [at] another, and is still a third one for the modern physicist. The only thing about it which has stood, to use my friend Carus's word, kthma ex aei, semper eadem, is the name of it." Charles Sanders Peirce (1898),
Reasoning and the Logic of Things

"Nedenselilği evrendeki en eski öğelerden biri ya da temel düşünce kategorilerinden biri yapanların — ki onlardan biri olmadığımı göreceksiniz — ellerinde açıklayıp geçiştirecekleri çok kaba saba bir olgu vardır. Bu olgu insanların bir nedene ilişkin kavramlarının bilimsel kültürün ayrı evrelerinde bütünüyle ayrı ve tutarsız olmasıdır. Söylendiğine göre inanılmaması saltık olarak olanaksız olan büyük nedensellik ilkesi tarihin bir döneminde bir önerme, bir başkasında bütünüyle benzemez bir önerme olmuştur ve bugün modern fizikçi için bir üçüncüsüdür. Ona ilişkin olarak ayakta kalan tek şey, eğer dostum Carus'un sözlerini kullanırsam, kthma ex aei, semper eadem [hep aynı kalan], adıdır."

"The attempt to "analyze" causation seems to have reached an impasse; the proposals on hand seem so widely divergent that one wonders whether they are all analyses of one and the same concept." Jaegwon Kim (1995), "Causation"

       

Burada Thomas Kuhn'un bir öncelenişini, kavramların değişik zamanlarda, değişik bilimsel topluluklar için değişik anlamlar taşıdıkları, eşölçümsüz oldukları görüşünü buluruz. Tasarımlar eşölçümsüzdür. Ama kendisinden başkası olmayan bir kavramı değiştirmek için ona o olmayan öğelerin yüklenmesi gerekir. Gerçekten de bir tasarımın yalnızca kültürler, çağlar, kümeler için değil, ama bir ve aynı birey için bile hiçbir zaman aynı kalmadığını söylemek gerekir.

Kavram salt kendisidir ve karşıtı ile birliği onunla onda kendisi kalarak ilişki içinde olması demektir.

     

Nedensellik Doğa Alanına Uygulanamaz Mıdır?

Nedensellik kavramının, aslında tüm kavramların salt öznel oldukları ve hiçbir realitelerinin olmadığı görüşünün patenti yalnızca David Hume'a ait değildir. Immanuel Kant bile nedensellik kavramının neden-etki bağıntısını anlattığını kabul etmesine karşın bu kavramın kendinde-şey için, gerçek realite için geçersiz olduğu görüşündedir ve ona başka her kavram için olduğu gibi salt öznel bir geçerlik yükler. Çünkü öyle olmasını ister. Bu tür çıkarsamaların birinin öznel düşünce akışından başka hiçbir zeminleri yoktur. Böyle yöntemsiz ve kavramsız düşünürler sık sık kendi öznel görüşlerini çürütürler çünkü öznellikte herşey olanaklıdır. David Hume nedensellik kavramı ile ilgili olarak şunları yazar: "I never asserted so absurd a proposition as that something could arise without a cause." (David Hume, in J.Y.T. Greig, ed., The Letters of David Hume, 2 vols. (New York: Garland, 1983), 1:187.

Mr. Hobson bu aynı temayı alır ve onu başka bir kalıba döker, nedensellik anlatan "niçin" sözcüğünün bilim alanından çıkarılması ve bilimin kendini herhangi bir nedensellik ile ilgilenmeyen salt betimlemeye sınırlaması isteminde bulunur.

"The notions of efficient causation, and of logical necessity, not being applicable to the world of physical phenomena, the function of Natural Science is to describe conceptually the sequences of events which are to be observed in Nature ; but Natural Science cannot account for the existence of such sequences, and therefore cannot explain the phenomena in the physical world, in the strictest sense in which the term explanation can be used. Thus Natural Science describes, so far as it can, how, or in accordance with what rules, phenomena happen, but it is wholly incompetent to answer the question why they happen."

E. W. Hobson (1856-1933)
The Domain of Natural Science, Londra, 1923, ss. 81-82.

      "Etker nedensellik ve mantıksal zorunluk kavramları fiziksel fenomenler dünyasına uygulanabilir olmadığına göre, Doğa Biliminin işlevi Doğada gözlenecek olayların ardışıklığını kavramsal olarak betimlemektir. "Etker nedensellik ve mantıksal zorunluk kavramları, fiziksel fenomenler dünyasına uygulanabilir olmayınca, Doğa Biliminin işlevi Doğada gözlenecek olayların ardışıklığını kavramsal olarak betimlemektir; ama Doğa Bilimi böyle dizilerin varoluşunun hesabını veremez, ve öyleyse fiziksel dünyadaki fenomenleri terime verilebilecek en sağın anlamda açıklayamaz. Böylece Doğa Bilimi, yapabildiği kadarıyla, fenomenlerin nasıl, ya da hangi kurallar ile uyum içinde, olduklarını betimler, ama niçin oldukları sorusunu yanıtlamak için hiçbir yetkinliği yoktur."
     

Nedensellik kavramının yokluğu, e.d. realitenin nedensellikten yoksunluğu olasılık kavramının getirilmesi ile giderilir. Olasılık fiziksel realitenin deterministik yapısı konusunda insan gözleminin yetersizliğine bağlı görülmez, ama realitenin kendisinin belirlenimi olarak ileri sürülür. Örneğin Eddington'a göre, "herhangi bir yerde hiçbir katı nedensel davranış yoktur. Modern fiziği herhangi birşeyi eksiksiz determinizm ile tahmin etme tuzağına düşürmek olanaksızdır, çünkü daha başından olasılıkları ele alır" (Arthur S. Eddington, The Nature of the Physical World, New York, 1928, s. 309). Eğer irrasyonalizm gizemciliğe ve boşinanca kapıyı açmıyorsa, irrasyonalizm değildir. Ama Sir. Arthur Eddington'ın irrasyonalizmi tamdır ve vargılarını ortaya koyar:

"He [Eddington] argued for a deeply-rooted philosophical harmony between scientific investigation and religious mysticism, and also that the positivist nature of modern physics (i.e., relativity and quantum physics) provided new room for personal religious experience and free will." 

     

 

www.ideayayinevi.com
25.01.2012